İzmir 6. İdare Mahkemesi, İzmir Valiliği'nin 21-25 Mart tarihleri arasında il genelinde uygulamaya koyduğu toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasaklarını iptal etti. Mahkeme, yasakların yer ve zaman belirtilmeden tüm ili kapsayamayacağına ve dolayısıyla hukuka aykırı olduğuna hükmetti.
İzmir Valiliği'nin Yasak Kararı
İzmir Valiliği, 21 Mart 2025 tarihinde yaptığı resmi açıklamada, 21-25 Mart tarihleri arasında il genelinde her türlü toplantı, gösteri yürüyüşü ve basın açıklamasının yasaklandığını duyurdu. Bu yasağın gerekçesi olarak, 19 Mart tarihinde gerçekleştirilen operasyonlar gösterildi. Ancak, Valilik tarafından alınan bu karar, geniş kapsamlı bir yasaklama oluşturması nedeniyle eleştirildi.
Mahkeme Süreci ve Karar Gerekçesi
İzmir Avukat Hareketi, Avukat Erden Barış Saran aracılığıyla mahkemeye başvurarak yasak kararının iptalini talep etti. İzmir 6. İdare Mahkemesi, yaptığı değerlendirme sonunda, Valilik’in aldığı kararın hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Mahkeme, yasakların uygulanabilmesi için belirli bir yer ve zaman aralığının belirtilmesi gerektiğini vurguladı. Valilik kararı, tüm il genelini kapsayacak şekilde uygulandığı için hukuka uygun bulunmadı.
Avukat Erden Barış Saran'ın Açıklamaları
Mahkeme kararının ardından Odatv’ye açıklama yapan Avukat Erden Barış Saran, İzmir Valiliği'nin aldığı kararın hukuki bir dayanağının bulunmadığını ifade etti. Saran, “Toplantı ve gösteri yürüyüşü yasaklarında yer belirtilmesi gerekirken, bu karar Kiraz’dan Kemalpaşa’ya kadar tüm ili kapsıyordu. Mahkeme de bu yaklaşımın hukuka uygun olmadığını ortaya koydu” şeklinde konuştu. Ayrıca, hukuk devleti ilkesine olan inançlarını vurgulayan Saran, “Umarım bu karar, dönem içerisinde yaşananların son bulmasına katkı sağlar. Bizler hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Mahkeme kararının ardından, İzmir'de sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların toplantı ve gösteri yürüyüşü yapabilme haklarının yeniden tanınması, demokratik hakların korunması açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Bu durum, yerel yönetimlerin uygulamalarının denetlenmesi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması adına da bir örnek teşkil ediyor.
